Cunartesı günü kız kardeşimle birlikte Büyükçekmece*idik.Önce ben gittim sonra iş çikişi o geldi.Daha içeri girer girmez hadi sahile inelim dedim.Çünki çayı hazırlayıp çoktan termusa koymuştum bile .Her yerde renk renk güller açmış.
Ağaçlarda meyve vermeye başlamış bile .İşte yazın ilk çıkan meyvelerinden biri olan erik ağacı kendine imrendiriyor insanı.
Kardeşimin sıtladığı çantanın içinde tabii ki bir termus çay ona eşik edecek olan zeytin ,ve peynır varrrrrrr. Eh boş evde başka ne olur ki*
Eve dönerken bir sokak arasında nişana denk geldik .Eksik kalırmıyız en arkada bulduğumuz sandalyeye oturup yarın saat konuk olduk.
Sabah pazar olduğu için erkenden kalktım çayı ve kendimizce kahvaltılıklarımızı hazırlayıp sırt çantasına yerleştirdim.Kardeşimi zoraki yataktan kaldırıp yollara düştük .Maksat güneş tepeye çıkmadan kahvaltımızı sahilde yapmaktı.Her nekadar kardeşim güneş kıremim yok yüzümüz yanar dediysede onu bertaraf edip kahvaltımızı yaptık.
Geçen sene 5 mayısta eşimle birlikte hıdırelleze denk gelmiştik.Bu sene o gelemedi ama biz eksik kalmadık
Deniz beni her daim çok dinlendirir.
Şenlik alanı erkenden hazırlanmaya başlandı.
Baharı simgeleyem rengarenk elbiseleriyle kadınlarda renk katı ortama
Hıdırellezın olmazsa olmazlarından olan dilek ağacı
Bizde bir dilek diledik tabii ki.Ritüel olsun diye
Çeşitli derneklerden kadınlar becerelerini sergileyip satış yaptılar.
Ablalar gözleme açmakta.
Herkes pür telaş bando takımının geçişini seyretmekte
Konser alanında çeşitli sanatçılar sahne aldı.
Belediye başkanı güne özel bu çilek sepetini dağıttı.
Günün assolisti Kibariye idi.
En son sahilde hidirellez ateşleri yakıldı
İnsanlar üzerinden atlamal için sıraya girdi.Ve gün sona erdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder